BİRAZ YALNIZLIK

Emaye Tabaklar: Bomonti Bit Pazarı, Kucuk Kaseler: Mudo Concept, Beyaz Servis Tabağı: Ikea, Gumus Çatal Bıçak: Alaçatı, Yağdanlık: Macro, Amerikan Servis: Bebek Şenliği'nden

En son ne zaman yalnız kaldınız? Öyle birkaç saat falan değil. Tüm bir gün. Ben daha da ileri gittim, şartlar da denk geldi, Dia’yı da köpek pansiyonuna gönderdim ve tam 1 hafta yalnız kaldım….

Kendimle başbaşa kaldım. Hatta öyle ki kendime misafirliğe geldim sanki. Kendi kendimi ağırladım. Sadece kendimle ilgilendim. Canım ne isterse onu yaptım. Uzun uzun düşündüm. Yazdım çizdim…

“Ne var ki bunda?” demeyin. O kadar çok şey var ki enerjimizi harcadığımız sabah uyandığımız andan itibaren. İş, güç, akşama yemek, çocuğun okulu, köpeğin tuvaleti, evin kirası, su faturası, çiçeklerin suyu… Bu kadar çok şeyle ilgilenirken, düzen devam etsin derken insan kendiyle ilgilenmeyi atlayabiliyor… muş… Yalnız kalınca anladım…

Misal, ben her gün spor yaparım, yediğime içtiğime dikkat ederim, mesleğimle ilgili derslere falan giderim ve bunu kendimle ilgilenmekten sayarım ama öyle değilmiş. Yeni şeyler yapmak, kendine katkıda bulunmak, gelişmek, en önemlisi ‘sen olmak’ diye bir şey var. Bunun için kendi alanı olmalı insanın. Şöyle arada çekilip, düşünmeli kendini. Oksijen maskesini ilk kendine takması gerektiğini hatırlamalı.

Sabah mükellef bir kahvaltı sofrası kurmalı kendine mesela. Yumurtası, peyniri, balı… Sanki misafiri var gibi süslemeli masayı. Uzun uzun yemeli. kendiyle sohbet etmeli bir yandan. Sevdiği bir şarkıyı dinlemeli art arda… Avaz avaz eşlik etmeli…

Yazmak iyi gelir. Sayfalarca yazmalı. Hayallerini de hayal kırıklıklarını da. Başarılarını da başarısızlıklarını da. “Ne istiyorum?” diye sormalı kendine. “Ne yapmalıyım hayallerimi gerçekleştirmek için? Neye ihtiyacım var?” Her şeyin tek bir adımla başladığını ve o ilk adımı atacak gücün aslında onda varolduğunu hatırlamalı…

Sevdiği bir semte gitmeli mesela. Sokaklarını bir turistmiş gibi yeniden keşfetmeli. Yorulana kadar yürümeli. Sonra bir restoranın yola bakan bir masasına oturmalı, sevdiği bir yemeği söylemeli belki bir kadeh şarapla, insanları seyretmeli önünden gelip geçen. Ve o an kendi kendine yetişine kadeh kaldırmalı… Eksik hissetmeyişine…

Tabi ki hayat sevdiklerimizle güzel. Onların varlıkları bize güç veriyor. Peki biz, sevdiklerimizden değil miyiz?

 

FOTOĞRAF: Zeynep Özyılmazel – Emaye Tabaklar: Bomonti Bit Pazarı, Küçük Kaseler: Mudo Concept, Beyaz Servis Tabağı: Ikea, Gümüş Çatal Bıçak: Alaçatı’dan, Yağdanlık: Macro Center, Amerikan Servis: Bebek Şenliği’nden

3 Comments on “BİRAZ YALNIZLIK

Yorum bırakın