zeynep özyılmazel

Hikayemiz geçen hafta perşembe sabahı başladı… Sabah 8 gibiydi… Gözlerimi açtım. Çok sıcaktı. Tavan vantilatörünü çalıştırma zamanının geldiğini düşündüm. Ama önce üzerinde bütün kış biriken tozu silmeliydim. Peki oraya nasıl yetişecektim?...

Bir pazar sabahı uyandınız. Hava da pek güzel. Tam eşinizle, dostunuzla kahvaltıya gitmelik. Tabi hafta arası yeteri kadar vakit ayıramadığınız köpeğinizi de götürseniz ne kadar iyi olur. Hem o da çok...

Enerji, enerji, enerji… Eğer bir köpeğiniz varsa, her şeyin altından enerjinin çıktığını biliyorsunuz demektir. Bazı köpekler sakindirler. Sahiplerinin komutlarını hemen yerine getirirler. Onunla bir yere, söz gelimi bir kafeye gittiğinizde sorun...

Evet, bazen her şey planlandığı gibi gitmeyebilir. Hayat şartlarınız değişebilir. Eşinizle ayrılabilirsiniz ve siz ya da eşiniz başka bir eve taşınabilirsiniz. Ya da çocuğunuz üniversite okumak üzere evden ayrılabilir. Veya bunların...

Evet köpeğiniz her şeyin farkında. Ondan ne düşündüğünüzü, ne hissettiğinizi saklamanın hiçbir yolu yok! O üzgün olduğunuzu, kızgın olduğunuzu, sabırsız olduğunuzu, güçlü ya da güçsüz hissettiğinizi biliyor. Peki bu bilgiyi onunla...

Tam olarak hangi noktada köpek sahibi olma isteği dayanılmaz bir hal alıyor emin değilim. Çocuk sahibi olmanın yerine mi koymaya çalışıyor insan? Ya da “Biri de beni karşılıksız sevsin!” duygusu mu?...