zeynep özyılmazel

Arşivler

Yaşım neredeyse 42… Dünkü Zeynep değilim…  Ayıp olmaz bana, arayıp sormasan… Her gün sesini duymasam dünyam yıkılmaz… Yokluğunda kalbim kırılsa da onarmam öyle fazla zaman almaz… Yapman gerekenler listene ek olmak istemem. Öylesi asıl yaralayan… En çok istediklerinden olmak isterim ben senin… Benden sorumlu değilsin… Yalnızlığımda güçlenirim bilirsin…  Aradan çıkarma beni… Geçiştirme… Hakkını ver duygularının eğer varlarsa… Hakkını ver bu anın senin de için coştuysa… Hakkını ver… Hakkımı ver… Bana gelmek istediğin… Devamını oku

Bir zamanlar… Erkenden telaşlı uyanışlar… Mükellef bayram kahvaltısı. Tavada sucuklar, yumurtalara ekmek banmalar. Annem, babam, kardeşim… Babamın gergin “Hadi!”leri, annemin bir türlü hazırlanamayışları, kardeşimin komiklikleri, puantiyeli rugan ayakkabılarım… Arabanın arka koltuğu, trafiğin yoğunluğu, babamım söylenmeleri, annemin arabanın aynasında ruj sürmeleri… Üsküdar…  Babaannem… Canım babaannem… Dedem, amcalarım, yengem, kuzenim… Bana o zaman kocaman gelen küçücük bahçe, incir ağacı… Babaannemin ince ince, kat kat açtığı ıspanaklı börek, fırından yeni çıkan büryanın kokusu… Uzayan muhabbetlerde… Devamını oku

Merhaba canım Zeynepciğim, Nasıl olduğunu sormayacağım. Çünkü iyisin görüyorum. Çok daha iyisin. Bu süreç çok iyi geldi sana. Çok zor günlerin oldu, ağlarken avaz avaz bağırmak istedin, komşulardan çekindiğin için yapamadın. Hepsinin farkındayım.  Ama artık 2 ay öncesine göre daha farklı bakıyorsun hayata. Bir tarafın yeni Zeynep’i yaşamak için insan içine çıkmak istiyor, bir tarafın ise büyünün bozulmasından korkuyor. Evet büyü gibi geliyor sana bugünler. Ama birazcık daha yolumuz var. Az daha… Devamını oku

Bu mesleğe, yani şarkı söylemeye başlamam o kadar da kolay olmadı. Birçoğunuzun müzisyen bir babayla ne kadar zor olabileceğiyle ilgili soruları olacağını tahmin edebiliyorum. Seve seve cevaplarım da… ama o başka bir yazının konusu olsun. Bu yazının mevzusu başka… Dediğim gibi, zor oldu, kendime inanmam zaman aldı ama çıkış noktam şuydu: Bu benim çocukluk hayalimdi ve ben bu işe hayalimi gerçekleştirmek için, yani kendim için başladım. Merkeze de kendimi koydum. İşimi iyi… Devamını oku

En çok sabahları seviyorum!  Bütün ihtimallerin cıvıl cıvıl önümde olmasını ve henüz hiçbir seçim yapmamış olmayı…  Perdeleri açtığımda güneşin doğuşunu, manzaramın alacalı bir renge bürünüşünü yakalayabilmeyi. Gözümü açmadan bir an için seninle uyanmış olmayı düşünmeyi… Yanımda olmasan da seni düşünmeyi…  Nerden aklıma düştüğünü bilmediğim bir şarkı mırıldanmayı… O şarkıyı telefonumda bulup yataktan çıkmadan dinlemeyi…  *O anın bir fotoğrafını çekip paylaşmayı… *Fotoğrafa yazdığım karantina günü sayısının büyümesinden tuhaf bir gurur duymayı… İçimdeki neşeyi,… Devamını oku

Nasıl bir gün olur geldiğin gün?  Nasıl uyanmışımdır o sabah? Uykumu almış mıyımdır? Kahvaltıda ne yemişimdir? Çay mı demlemişimdir kahve mi? Yürüyüşe çıkabilmiş miyimdir? Yoksa tembelliğim mi üzerimdedir? Televizyon seyretmeme kararı alıp kitap okumaya niyet etmiş miyimdir yine? Başarmış mıyımdır? Okuduğum kitabı sevmiş miyimdir peki? Çok güneş var diye perdeleri çekmiş miyimdir? #onbirkahvesi ‘nde yine seni düşünmüş, seni anlatmayan şarkıları geçmiş, seni anlatanları yarı gülümseme yarı hüzünle ben de söylemiş, sonra da… Devamını oku

Maslak, Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2. Kısım A Kapısı’ndan girerken, orada ne işiniz olduğunu sorgulayabilir, beni bolca anabilirsiniz! Sabırlı olun… Çünkü biraz daha sabrederseniz harika bir yerle tanışacaksınız… Sanayi 313…

Hayalleri olmayan birini düşünebiliyor musunuz? Hayattan istekleri olmayan, kendine hedef koymayan… Ben düşünemiyorum… Zaman zaman umutsuzluğa düşsek, hatta hayatla bağımız kopmuş gibi hissetsek de mutlaka isteklerimiz, beklentilerimiz oluyor gelecek günlerden… Ben dileklerin gerçekleştiğine inanırım… Gönülden ve hissederek istediğimizde ve bedelini ödemeye hazır olduğumuzda… İstediğimiz şekilde, zamanda ve şartlarda olmasa da… Bedelini ödemek derken ne mi demek istiyorum?

Bayram tatili de bitti. Herkes şehre döndü. E okullar da açıldığına göre yaz sezonunu tam olarak geride bıraktık demektir. Siz neler yaptınız bilemem ama ben yaza her hafta sonu, sahne almak üzere Alaçatı’ya giderek başladım. Ama bunun dışında büyük zamanımı İstanbul’da geçirdim. “Bu yaz en çok neleri sevdim?” diye düşünürken, listeleri hiç sevmem ya, haydi bir kağıda dökeyim dedim. İşte bu yaz en sevdiklerim:

Doğum günü partisi, üzerine doğum günü hediyesi bir Bodrum seyahati, üzerine partiye gelemeyen arkadaşlarımın beni çıkardıkları yemekler derken 2 hafta kutlamışım yeni yaşımı! Kutlama kısmından şikayetim yok da, o kadar uğraşıp verdiğim kiloların 1,5 kg’ını geri almasaydım iyiydi!