zeynep özyılmazel

Arşivler

Son anda değişen programım diyete devam etmemem için bahane değil dedim ve Taylan Kümeli‘nin hazırladığı seyahat menüsünü uyguladım. İşte sizin de kolaylıkla uygulayabileceğiniz örnek seyahat menüsü 🙂

Her zaman sağlığıma, formuma, yediğime içtiğime, sporuma dikkat etmişimdir. Dönem dönem çeşitli nedenlerden kilo alsam da şimdiye kadar vermekte hiç zorlanmadım. Şimdiye kadar… Geçen sene bu zamanlar kilo aldığımı farkettim ve diyete girdim. Şu anda hala nerdeyse aynı kilodayım! Arada kilo veriyormuşum gibi olsa da tekrar geri geliyor verdiklerim… Sonunda bedenimde bir şeylerin ters gidiyor olabileceğini düşündüm. Check up yaptırdım, tiroidlerimi kontrol ettirdim, intolerans testi yaptırdım… Hiçbirinde kilo veremememe sebep olacak bir… Devamını oku

Malum her hafta Cuma günleri Cura’da sahne almak üzere Alaçatı’ya gidiyorum. Cumartesi öğleden sonra da evde oluyorum. Eve geldiğimde de hem çok yorgun hem de çoook aç oluyorum… Bu hafta da aynen öyle oldu. Hem aç girdim eve hem de canım nasıl bulgur pilavı çekiyordu anlatamam! Dedim Ayduş’umun (Aydan Üstkanat) kitaplarından birinde en ala bulgur pilavı tarifi illa ki vardır.

Ve bahar geldi… Kış ne zaman gelmişti, arada neler olmuştu, üşümüş müydüm, çalışmış mıydım, oturmuş muydum, sevmiş miydim, sevilmiş miydim, üzülmüş müydüm, sevinmiş miydim… Ya da hepsini birden mi yaşamıştım?… Bilmiyorum… Tuhafı umursamıyorum da… İşte bahar bunu yapıyor insana…

Her şey bir telefonla başladı demek isterdim ama neyin tam olarak ne zaman başladığından emin olmak mümkün mü bilemedim… Ama arkadaşımdan gelen o telefonu bir başlangıç olarak kabul edersem, o günden bugüne çok şeyin değiştiğini söyleyebilirim…

Üniversiteden yeni mezun olmuştum. Okuduğum bölümü pek de bilinçli olarak seçmemiştim ve kesinlikle okuduğum şeyi meslek edinmek istemiyordum. Hayatta nerede durmak istediğinden emin olamayınca insan kayboluyor. Ben de kayboldum. Vaktimi benim için hiç de faydalı olmayan şeylerle doldurmaya başladım. Başımı belaya soktum, ailemle sonu gelmek bilmeyen kavgalara sürüklendim, yanlış insanlarla arkadaşlık yaptım… Bir sabah uyandığımda aynaya baktım… Aynadaki aksime inanamadım! İnsanın düşüncelerinin, yaşam tarzının bedenine nasıl da yansıdığını o zaman anladım. Gördüğüm… Devamını oku

Birkaç hafta önce İstanbul’a tatile gelmiş çok şeker Amerikalı bir çiftle tanıştım. Sohbetimiz sırasında daha önce Türkiye’ye gelip gelmediklerini sordum. “Kapadokya’ya gittik ve çok sevdik” dediler. Nasıl utandım anlatamam! Onlar taaa nerelerden gelmişlerdi, ben 1,5 saatte ulaşabileceğim bu harika yere henüz gitmemiştim. O anda ilk fırsatta gitmeye karar verdim… Bu konuşmanın olduğu günün üzerinden henüz 2-3 gün geçmişti ki Ayşe aradı ve “Kapadokya’ya gitmeye ne dersin? Hem de süper bir otelde kalacağız!”… Devamını oku

Sabah uyanınca, yemekten sonra çok doyunca, dostlar biraraya gelince, yalnız başına kalınca, hava buz gibi soğuyunca, iyi bir kitabın yanında, sürükleyici bir filmin karşısında, sabaha kadar çalışılan sınavlarda, buluşma vaatlerinde kahve… Kahve içmeyi sevmediğini söyleyen pek az insan duydum. Hepimizin hayatının baş köşesinde… Tabi festivali de var kahvenin. Bu sene 2.si düzenleniyor üstelik. Haydarpaşa Garı’nda… İstanbul Coffee Festival…

Geçtiğimiz hafta sonu davetli olmaktan en çok mutluluk duyduğum yerlerden birindeydim. Misbahçem’de… “Önce nefis bir kahvaltı arkasından da elma toplamaya ne dersin?” dedi Didem. Ben şehri çok severek yaşayan ama doğaya hep özlem duyan biriyim. Emirgan’da yaşamayı bu yüzden seviyorum. İstediğim zaman ağaçların arasında yürüyüş yapıyorum, istediğim zaman da en geç yarım saatte şehrin kalbindeyim. Ama elma toplamak mı? Hayır demem mümkün değil!

Geçen yazımda evde fazla vakit geçirmenin çok da iyi bir şey olmayabileceğinden bahsetmiştim. Ama öyle ya, bazılarımız da evden çalışıyoruz. Peki enerjimizi düşürmeden, hayattan kopmadan, motivasyonu kaybetmeden ve de verimli olarak evden nasıl çalışılır? İşte size zaman içinde oluşturduğum bazı yöntemler…