O HER ŞEYİN FARKINDA

Evet köpeğiniz her şeyin farkında. Ondan ne düşündüğünüzü, ne hissettiğinizi saklamanın hiçbir yolu yok! O üzgün olduğunuzu, kızgın olduğunuzu, sabırsız olduğunuzu, güçlü ya da güçsüz hissettiğinizi biliyor.
Peki bu bilgiyi onunla iletişiminizde nasıl kullanabilirsiniz?
Ben bu bilgiyi Cesar Millan‘dan öğrendim. Ama öğrenmeden önce ilk farkedişim, eve yanında çok rahat etmediğim, hatta varlığından rahatsızlık duyduğum birinin gelmesiyle oldu. Dia’nin davranışları değişmeye başladı. Huzursuzdu. Sanki evde olmak istemiyordu. Dia’yı biraz gözlemleyince tam olarak benim gibi hissettiğini farkettim.
Bir evvelki yazımda da bahsettiğim gibi, köpekler doğada sürü halinde yaşarlar ve bu sürülerin mutlaka bir lideri vardır. Yani köpekler doğaları gereği bir lidere ihtiyaç duyarlar. Köpeğinize “Bugün seninle uğraşamam, git başımdan” diyemezsiniz. Siz liderlikten çekilirseniz, o içgüdüsel olarak sürünün devam edebilmesi için liderliği ele almak isteyecektir. İnanın bana siz bunu hiç istemezsiniz!
Yine kendimden örnek vermem gerekirse, hasta, bitkin ve tahammülsüz hissettiğim başka bir gün Dia’nin bana görevimi bir hatırlatışı vardı ki unutmam mümkün değil! Tam da Dia’nın tuvalet eğitiminde olduğu ve onu günde 5-6 kere dışarı çıkarmam gereken bir dönemdi. Oysa yerimden kalkmak bile istemiyordum. “1 günlüğüne yok olsa ne iyi olur” diye düşünüyordum. Dia da gözümün içine baka baka yere çişini yaptı! Hemen arkasından büyük bir sinirle dışarı çıkardım ama hiçbir işe yaramadı. Eve gelir gelmez bir kere daha yaptı. Ve ben bunun benim enerjimle alakalı olduğunu anlayana kadar da yapmaya devam etti. O günü bir daha yaşamayı hiç istemem!
Köpekler ayrıca liderlerinin sakin, kendinden emin ve kontrollü olmalarını da isterler. Tam bir lider gibi yani. Mesela size önceleri benim için büyük bir kabus olan, şimdi ise hiç dert etmediğim bir konudan bahsedeyim…
Sabahları yürüyüş yolumuzun üzerinde, Emirgan Korusu’nun köşesinde bir grup köpek vardır hep. Bu sürünün lideri olduğunu düşündüğüm bir köpek var. Bizi daha uzaktan görür görmez havlamaya, biz biraz yaklaşınca da üzerimize doğru koşmaya başlıyor ve bizi sıkıştırıyordu. Öyle ki birkaç kez çevredekilerin yardımı sayesinde yolumuza devam edebildik. O köpeği daha uzaktan görür görmez çok korkuyordum. Nefes alışım hızlanıyor, Dia’nin tasmasını daha sıkı tutuyordum. Bir gün korksam da korkmamış gibi davranmayı denedim. Özellikle nefesime konsantre oldum. Düzenli ve yavaş nefeslerle, Dia’nın tasmasını her zamanki gibi yarı gevşek tutarak ilerledim. Köpek yine havlamaya, Dia da huzursuzlanmaya başladı. Önce Dia’yı hafifçe uyardım yürümeye devam etmesi için. “Ben burdayım, senin liderinim ve her şey yolunda” mesajını vermeye çalıştım. Diğer köpeğe de sert bir tonda uzaklaşmasını söyledim. Bu arada vücut dilim de bu tavrımı destekliyordu. Ve köpek arkasını dönüp uzaklaştı! Gerçekten!
Ya da mesela köpeğinizin yapmasını istemediğiniz bir şey var. O konuda çok net olmalısınız. Diyelim ki yatağa çıkması yasak. Eğer yeteri kadar ısrar edip duygu sömürüsü yaparsa dayanamayıp yatağa çıkmasına izin verebileceğinizi düşünüyorsanız geçmiş olsun! İsterseniz avazınız çıktığı kadar bağırın o bunu anlamayacaktır. Hatta tutarsız, dengesiz bir lider olarak görecektir sizi ve ilk fırsatta tekrar yatağa çıkacaktır.
Demem o ki, köpeğinizden hiçbir şeyi gizleyemezsiniz. Ondan ne bekliyorsanız, ona göre davranmalısınız. Dengeli, söz dinleyen, uyumlu, sakin bir köpek istiyorsaniz işe kendinizden başlamalısınız. Bu aslında kendimizle yüzleşmemiz için de bir fırsat. İtiraf etmeliyim, ben Dia hayatıma girdikten sonra kendimle ilgili çok şey öğrendim. Dönüp dolaşıp her şeyin bizde bitmesi ne acayip değil mi?
FOTOĞRAF: Zeynep Özyılmazel – İşte her şeyi bilen ufaklık 🙂