Eveeet… Ve yılın o zamanı geldi… Hani kışın kat kat giyindiğimiz için farketmeden ya da farketsek de umursamadan aldığımız kilolarla yüzleştiğimiz, bikini sezonuna çeyrek kala, çiçeklerin açtığı, doğanın uyandığı ve bizi de uyandırdığı zamana…

Ben çok fena uyandım itiraf ediyorum. Bir süredir dolabımdaki bazı kıyafetlere (dar olanlara tabi) hiç elim gitmiyordu. Canım arkadaşım, stil danışmanım Elvan’ın (Tığlıoğlu) her hafta Park Şamdan & The Bar’daki programımda giymem için getirdiği kıyafetlerin bedenleri de büyümüştü çaktırmadan.

Ben de şu kış üzerime ne yük bindirmiş göreyim dedim ve diyetisyenim, hayat kurtaranım Cenk Özyılmaz’da aldım soluğu. Ve evet… Tam 5 kilo, hem de yağ olarak almışım! Bunu öğrendiğimde yüzümün aldığı ifadeyi görmeliydiniz.

Cenk’in telkinleri ve aç kalmaya dayanamadığımı bilerek ve alışkanlıklarımı göz önüne alarak verdiği diyet listesiyle oradan çıkarken motivasyonum yeniden yerine gelmişti neyse ki…

Hal böyleyken, belki sizi de motive edebilirim dedim, ve tabi ki Cenk’e de danışarak, kendi deneyimlerimi de aktararak yaza hazırlanmanıza belki de yardımcı olabilirim diye düşündüm.

İşte size ilk tüyo…

İdeal kilonuz kendinizi en iyi hissettiğiniz kilodur. İnsanların ne dediğine hiç aldırmayın.

Misal, bana göre benim ideal kilom 54!

54 kiloyken istediğim kıyafeti giyebiliyorum.

Deniz kenarında bikinimle oram mı çıktı buram mı çıktı diye düşünmeden hareket edebiliyorum.

İşim gereği katıldığım çekimlerde çok iyi sonuç alıyorum.

Sahnede daha aktif, daha rahat oluyorum.

Spor yaparken bedenimi daha hızlı hareket ettirebildiğimi farkediyorum.

Budur yani! 54!

Ama gelin görün ki, benim kendimi en iyi hissettiğim kiloya etrafımın itirazı var. “Biraz kilo al”, “Çok zayıfladın”, “Rüzgar kuvvetli esse uçacaksın”, “Daha çok ye”, “Dikkatli beslenmeye ihtiyacın yok kendini neden kısıtlıyorsun?”… Bunlar en çok duydugum sözler.

Hele annem sürekli yemek yedirmeye çalışıyor!

Tabi ben de bir sure sonra bu sözlere inanmaya, kontrol mekanizmasını zayıflatmaya, yavaş yavaş yoldan çıkmaya başlıyorum.

Bir süre sonra, mesela çok sevdiğim böreğin 2. dilimini istediğimde “Çok olmadı mı?”, “ Ya sen kilo mu aldın biraz?”, “Eskiden daha mi iyiydi sanki?” demeye başlıyorlar. Gel de delirme!

Yani özetle herkesin sizinle ilgili bir fikri olabilir. Önemli olan sizin fikrinizdir. Öyle anoreksiyayla falan uğraşmıyorsanız ya da sağlık sınırlarını zorlamıyorsanız kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle yapın. Tabi bunu yaparken bir bilenden destek alırsanız en iyisini yapmış olursunuz.

Evet, ben Cenk Özyılmaz’dan destek alıyorum ve bundan sonraki yazılarımda Cenk’le birlikte yaza hazırlık maceramı sizinle paylaşmaya başlıyorum. Haydi hepimize kolay gelsin 🙂