Ne yalan söyleyeyim, tatil öyle tüm hızıyla devam etmiyor. Nedense, ben nereye gidersem gideyim, en fazla dördüncü gün evimi, düzenimi, rutinlerimi özlemeye başlıyorum. Dolayısıyla bugün biraz yavaşladım ve evde vakit geçirmek istedim. Tabi fırsat bu fırsat bir de yazı yazayım dedim.

Peki nasıl mı geçiyor zaman? Bir kere eğer akşam vakitli yatmayı becerebilmişsek, sabahları erkenden kalkıp yürüyüşe çıkıyoruz. Ordan de denize girmeye gidiyoruz. Sonra eve dönüş ve mükellef bir kahvaltı, uzun uzun gazete okuma, belki biraz kestirme. Gündüzleri çoğunlukla evde, havuz başındayız. Akşamları ise yemeğe çıkıyoruz.

Yemek demişken, size 2 sene önce keşfettiğim ve her gelişimde gittiğim bir başka yerden, Bağarası’ndan bahsetmek istiyorum.

Bağarası, Bitez’de ince köy yollarından ulaşılan ve hiç de merkezi bir yerde olmayan, ama ona rağmen rezervasyonsuz giderseniz yer bulamayacağınız bir köy restoranı.

Gittiğinizde öncelikle sizi masanıza yerleştiriyorlar, sonra mezelerinizi seçmek için sıranızı bekliyorsunuz. Çünkü meze dolabının önünde kalabalık istemiyor İsmail Bey. Her masayı tek tek yemeğini seçmeye çağırıyor ve hele de kalabalık bir günse ara sıcakları ve sıcakları da baştan söyletiyor.

İsmail Bey arada sırada düdüğünü çalıp “Benden habersiz içeri geçmek yok!” uyarıları yapıyor tatlı sert üslubuyla ve keyfi de yerindeyse bir sandalyenin üstüne çıkıp fıkra anlatıyor. En çok da kendi gülüyor.

Eşi Ümmühan Hanım’ın yaptığı mezeler mevsimine göre değişiyor ama değişmeyen ve şiddetle tavsiye edeceğim yemeği çıtır mantı. Mutlaka ama mutlaka tadın. Biz bu defa maş fasulyesi, domates kavurma, enginar, vişneli bamya ve fasulye kavurma ısmarladık. Kulağa nasıl geliyor?

Her yerde yediklerinizden farklı mezeleri olan, daha salaş ve samimi bir yere gitmek isterseniz, Bağarası sizi çok mutlu edecektir.

FOTOĞRAF: Ayşe Özyılmazel – Ben, Bağarası’ında blog için çekim yaparken

Bağarası: Pınarlı Caddesi No:59 Bitez/Muğla Telefon: 0252 363 76 93

FOTOĞRAFLAR: Zeynep Özyılmazel