zeynep özyılmazel

Arşivler

Bir zamanlar… Erkenden telaşlı uyanışlar… Mükellef bayram kahvaltısı. Tavada sucuklar, yumurtalara ekmek banmalar. Annem, babam, kardeşim… Babamın gergin “Hadi!”leri, annemin bir türlü hazırlanamayışları, kardeşimin komiklikleri, puantiyeli rugan ayakkabılarım… Arabanın arka koltuğu, trafiğin yoğunluğu, babamım söylenmeleri, annemin arabanın aynasında ruj sürmeleri… Üsküdar…  Babaannem… Canım babaannem… Dedem, amcalarım, yengem, kuzenim… Bana o zaman kocaman gelen küçücük bahçe, incir ağacı… Babaannemin ince ince, kat kat açtığı ıspanaklı börek, fırından yeni çıkan büryanın kokusu… Uzayan muhabbetlerde… Devamını oku

Benim için bayram, sabah saatlerinde başlayan heyecan demek. Annem demek, babam demek, kardeşim demek… Ailece erkenden kalktığımız, çabucak kahvaltı edip, heyecanla hazırlandığımız sabahlar demek. Babamın trafiği hesaplamaya çalışıp söylendiği, bizim telaşla ne giyeceğimize karar vermeye çalıştığımız saatler demek.

Ne yalan söyleyeyim, tatil öyle tüm hızıyla devam etmiyor. Nedense, ben nereye gidersem gideyim, en fazla dördüncü gün evimi, düzenimi, rutinlerimi özlemeye başlıyorum. Dolayısıyla bugün biraz yavaşladım ve evde vakit geçirmek istedim. Tabi fırsat bu fırsat bir de yazı yazayım dedim.

Hani “Hayat sen plan yaparken başına gelenlerdir” ya da büyüklerimizin “Büyük lokma ye büyük konuşma” gibi lafları vardır ya. Hah işte tam olarak durum budur! Aklımca bayramda herkes tatildeyken İstanbul’da yaptıklarımla ilgili yazılar yazacak, “Bakın neler kaçırdınız” alt mesajıyla, tatile gidemediğim icin güya kendimi avutacaktım.