SENİ BANA KATSAM

Önce fotoğrafları uzun uzun inceleyerek oyaladım kendimi, şimdi de bir süredir bilgisayar ekranına bakıp duruyorum. Yazmak istiyorum o geceyi ama nerden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilemiyorum bir türlü…
Bildiğiniz gibi 24 Eylül akşamı, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda, canım babam Neco’nun 50. yıl konseri vardı. Konseri kardeşim Ayşe Özyılmazel ve BKM birlikte düzenlediler. Ne kadar güzel bir iş yaptılar!
Hazırlıklar aylar öncesinden başladı. En küçük detaylar hesaplandı, gündüzler gecelere katıldı. Garo Mafyan yönetiminde kocaman bir orkestra kuruldu. Günlerce provalar yapıldı. Ben buradan emek veren herkese çok çok çok teşekkür etmek isterim.
Babamla, onun kızı olmakla o kadar gurur duydum ki. Sahneye New York New York’la çıktığı andan itibaren özlediğim sesine, müthiş sahne tecrübesine, aralarda yaptığı küçük esprilere, konuklarını ağırlamasına, sahne adabına, yakışıklılığına bir kere daha hayran oldum.
Birkaç şarkı sonra sıra bana geldiğinde zaten saatlerdir süren heyecanım iyice arttı. Babamla sahnede sözlerini Fikret Şeneş’in yazdığı Seni Bana Katsam’ı söyledik. Söyledikce de birbirimizi birbirimize kattık. O kadar büyülü bir andı ki, hiç bitsin istemedim.
Yaşadığım duygu o kadar yoğundu ki, şarkıyı nasıl söyleyebildim şaşıyorum. Oysa kendimi bıraksam çocuk gibi ağlayacaktım. Şarkının sonunda, birbirimize sarıldığımızda ve sonrasında babam elimi tutarak beni sahnenin önüne götürüp selam verdiğimizde artık gözyaşlarımı tutmamın da bir anlamı yoktu. Kulise girdiğimde bir süre kendime gelemedim.
Benden sonra Emre Altuğ ve Ajda Pekkan sahne aldılar arka arkaya ve ilk yarı babamın hepimizi büyüleyen yorumuyla, çocukluğumdan beri söylesin diye gözünün içine baktığım My Way ile son buldu.
Aradan sonra Halit Kıvanç’ın yaptığı duygu yüklü anonsla Ayşe çıktı sahneye. Birlikte babamın meşhur Eurovision şarkısı Hani’yi ve Pam Pam’ı söylediler. Bir süre önce de Hani’ye birlikte klip çekmişlerdi. Arkadaki dev ekranda da klip vardı. Ben bu kez onları hem seyretmek hem de fotoğraflamak üzere seyircilerin arasındaydım.
Ayşe’nin kendi gibi cıvıl cıvıl ve renkli şovundan sonra Yalın ve ardından da Kenan Doğulu babamın konukları oldular. Kenan ve babam Unforgettable şarkısı eşliğinde, bu 50 sene içerisinde kaybettiğimiz değerli sanatçıları andılar. Bu değerli sanatçıları hatırladık ve onları tekrar tekrar alkışladık.
Ve Nükhet Duru… Kapanışı babamla birlikte yaptılar. Birlikte ne kadar iyilerdi, ne tatlı takıldılar birbirlerine ve ne kadar iyi söylediler. Gözlerimizde yaşlarla, tadı damağımızda kalarak bitti gece.
Evet, size konseri anlatmaya, duygularımı aktarmaya çalıştım ama biliyorum ki, hangi kelimeleri seçersem seçeyim yaşadıklarımı tam olarak aktarmam pek de mümkün değil.
Ben kulislerde büyüdüm. Hep babamı izledim, ona hayran oldum, onun gibi olmak istedim. O gece yine babamı izledim, bu kez onunla şarkı da söyledim, ona bir kez daha hayran oldum ve evet yine onun gibi olmak istedim. Biraz olsun ona benzeyebildiysem, ondan biraz kendime katabildiysem ne mutlu bana…
ZEYNEP ÖZYILMAZEL’İN FOTOĞRAFI: Elvan Tığlıoğlu – Kıyafet: Jaquette by Elvan Tığlıoğlu, Bileklik: Neshwa, Saç: Emre Arıcan – Makas
FOTOĞRAFLAR: Zeynep Özyılmazel
Ellerine sağlık …. Like like like like like like like like like
hayalleri peşinden koşan asi çocuk.deden davut beyin kiracısıydım üsküdar fıstıkağacındaki küçük evde .7 yaşındaydım ve davut amca babanın asi olduğunu müzikle ilgilendiğini müzikle bir yere gelemeyeceğini dert yanardı.babaannende annemle dertleşir arada kaldığını söylerdi…küçücük aklımla babanı destekler hayallerinin peşinden gidiyor diye düşünürdüm.hatta davut amcaya bu yüzden biraz kızar davul amca derdim içimden.arka bahçedeki salıncakta sallanırken hayatımda ilk defa karşıma çıkan bir sanatçı adayını (benim gözümde büyük sanatçı)yı sahnede izlemeyi hayal ederdim hep.bu hiç kısmet olmadı yıllar sonra amcan klasik türk müziği hocamız olarak üsküdar mithat paşa kız meslek lisesine geldiğinde yeniden çocukluk anılarım canlanmıştı.ve için için müzikle bir yere gelinmez diyen davut amcanın iki çocuğunun da müzikle ilgilenmesine sevinmiştim.baba annenin adını hatırlamıyorum ama davul amcayı hiç unutmadım.yıllarca basından sizi takip ettim.o asi çocuğun hayalleri peşinden nasıl koştuğunu başarıyı nasıl yakaladığını çiçek gibi iki evladı nasıl yetiştirdiğini hep basından izledim ve takdir ettim.bayrak yarışı gibi bir şey bu bayrağı devir alıp sizler devam edeceksiniz ama bir farkla babanız sizi hep destekliyecek. ne kadar gurur duysan azdır.yolun bahtın açık olsun.
kıyafetin muhteşem…çok yakışmış, çok çok asil, havalı, tarz….ya herşey olmuş işte…