zeynep özyılmazel

Arşivler

Bayram tatili de bitti. Herkes şehre döndü. E okullar da açıldığına göre yaz sezonunu tam olarak geride bıraktık demektir. Siz neler yaptınız bilemem ama ben yaza her hafta sonu, sahne almak üzere Alaçatı’ya giderek başladım. Ama bunun dışında büyük zamanımı İstanbul’da geçirdim. “Bu yaz en çok neleri sevdim?” diye düşünürken, listeleri hiç sevmem ya, haydi bir kağıda dökeyim dedim. İşte bu yaz en sevdiklerim:

İnsanın ne dilediğine gerçekten dikkat etmesi gerekiyor! Haftalardır hayatımın büyük kısmının Emirgan ile Arnavutköy arasında geçtiğinden yakınıyorum. İstanbul’un ne kadar güzel bir şehir olduğunu düşünüyor, uzun zamandır gitmediğim yerleri anıyorum. Hatta kim bilir daha önce gitmediğim, görmediğim ne güzellikleri vardır diyorum… Cuma sabahı bu dileğimi duymuş gibi Ayşe aradı heyecanla. “Akşam için sana çok romantik bir teklifim var” dedi. Teklifinin Saffet Emre Tonguç’la dolunayda boğaz turu olduğunu söyleyince tereddüt etmis miyimdir sizce?

Önce fotoğrafları uzun uzun inceleyerek oyaladım kendimi, şimdi de bir süredir bilgisayar ekranına bakıp duruyorum. Yazmak istiyorum o geceyi ama nerden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilemiyorum bir türlü… Bildiğiniz gibi 24 Eylül akşamı, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda, canım babam Neco’nun 50. yıl konseri vardı. Konseri kardeşim Ayşe Özyılmazel ve BKM birlikte düzenlediler. Ne kadar güzel bir iş yaptılar!

Ben küçükken babama cok hayrandım. Bir kere çok yakışıklıydı (-di’li geçmiş zaman kullandığıma bakmayın, hala öyledir). Çok başarılıydı. Eşsiz bir sesi vardı. O şarkı söylemeye başladığında gözlerim dolardı. Sahnede devleşirdi. “Neco”ydu o…

Hani “Hayat sen plan yaparken başına gelenlerdir” ya da büyüklerimizin “Büyük lokma ye büyük konuşma” gibi lafları vardır ya. Hah işte tam olarak durum budur! Aklımca bayramda herkes tatildeyken İstanbul’da yaptıklarımla ilgili yazılar yazacak, “Bakın neler kaçırdınız” alt mesajıyla, tatile gidemediğim icin güya kendimi avutacaktım.