MUTLULUĞA YOLCULUK

Dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insan var… Ve hepimiz birbirimizden farklıyız. Farklı yaşam şartlarımız, farklı hayallerimiz, farklı mücadelelerimiz var her birimizin. Ancak hepimiz aynı şeyi istiyoruz! Mutlu olmayı!
Kimine göre doğru, kimine göre yanlış, herkes kendine göre yaptığı her şeyi mutlu olmak için yapmıyor mu?
Peki nedir ki mutluluk?
Sözlükteki karşılığı “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu…” Bir de örnek cümle yazılmış sonuna, Halikarnas Balıkçısı’na ait, mutluluğun anlamı tam olarak anlaşılsın diye… “Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı”…
Peki o süngerleri bulabilse, sürekli olarak mutlu olabilecek miydi? O zaman bu cümle mutluluğun sözlükteki tanımıyla çelişmiyor mu?
Hepimizin mutluluğumuzu bazı şartlara bağlama eğilimimiz var. Söz gelimi küçükken çikolatalı dondurma yersem çok mutlu olacağımı düşünürdüm. Ama dondurma çabucak bitiverirdi. Büyüdüm, bir gün mutluluğumu kendi evime taşınmaya bağladım. Taşındıktan bir süre sonra hayat tabi ki normale döndü. Yalnız yaşamak güzeldi elbette ama sonra tek derdim faturaları ödeyebilmek oldu.
Ya da bir arabayı çok istediniz mesela. İlk günlerde sizi mutlu ettiği gibi olur mu aylar sonra da? Olmaz! Ya da bir başarıyı hedef koyarsınız kendinize. Örneğin bir işi almak vardır hayalinizde. Alınca da kendinizi çok iyi hissedersiniz ama bir süre sonra o iş de hayatınızın bir parçası olur ve geriye altından kalkmanız gereken sorumluluklar kalır.
E peki ne diyordu mutluluğun sözlükteki tanımında? Hani bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumuydu mutluluk? Bir insanın hiçbir şeyi yoksa, bir başarı elde etmediyse mutluluk kapısı kapanıyor muydu suratına?
Ben bugüne kadar yaşadıklarımdan gördüm ki, mutluluğumu ne zaman bir duruma bağlasam, sanki bir güç bana bunun tam tersini kanıtlamaya çalışıyor!
Evlenince çok mutlu bir insan olacağına inanan bir arkadaşım vardı mesela. Hayat ona evlenince mutlu olunamayabileceğini acı derslerle öğretti.
Yani benim anladığım, mutluluk öyle elle tutulur, geleceğe devredilebilir, koşullara bağlı, maddenin konusu olan bir şey değil. *
Peki mutluluk maddenin konusu değilse, ruhun konusu olabilir mi? Kesinlikle!
Mutluluk ruhun kendisini özgür ve güvende hissetmesi değil de nedir? Bu duygunun yerini hiçbir koşul, hiçbir madde dolduramaz. İstediğiniz kadar paranız olsun, istediğiniz başarılarıları yakalayın, hayalinizdeki evi de alın, kendinizi özgür ve güvende hissetmiyorsanız hep bir yanınız eksik kalmayacak mı?
Ben de kendime baktığımda, evet başarılarımdan haz alıyorum. Yeni bir şey elde ettiğimde, koyduğum herhangi bir hedefe ulaştığımda, güzel bir yemek yediğimde, kendime yeni bir şey aldığımda küçük mutluluklar, hazlar yaşıyorum.
Ancak öyle anlar var ki, o anlarda kendimi hayatın güvenli kollarına bırakabiliyor, kendimi istediğim her şeyi yapabilecekmiş gibi güçlü ve güvende hissedebiliyorum. O anlarda, sadece o anları yaşıyor oluyorum. Geçmiş yok… Gelecek yok…
Peki mutlu olmak öğrenilebilir mi? Daha mutlu hissetmek mümkün mü? Celine Demolliens ve Şebnem Akbulut Özen bunun mümkün olduğunu söylüyorlar ve 22 Kasım’da “Mutluluğa Yolculuk” adı altında, tüm gün sürecek bir seminer düzenliyorlar.
Düşüncelerimizin, hisleriminizin, önceliklerimizin seçilebileceğini, her insanın gerçek potansiyelini keşfedebileceğini, daha neşeli, kendine güvenli, yaratıcı ve tutkulu olunabileceğini söylüyorlar!
Ben varım! Siz de varsanız seminer bilgileri aşağıda yazıyor. Kendinize tek bir gün ayırarak belki de fark yaratabilirsiniz.
Peki bu seminere benim davetlim olarak gelmek ister misiniz? Öyleyse yarışmamız başlıyor! 17 Kasım Pazartesi gününe kadar, kendinizi en mutlu hissettiğiniz anların fotoğraflarını, Instagram’da #mutlulugayolculuk etiketiyle paylaşın. Ben de önce mutluluğunu fotoğrafla en iyi anlattığını düşündüğüm katılımcıları belirleyeceğim, sonra da yapacağım çekilişle bu seminere benimle birlikte katılmaya hak kazanan katılımcıyı 18 Kasim Salı günü açıklayacağım. Katılım için son gün 17 Kasım Pazartesi, unutmayın!
Bol şans 🙂
Tarih: 22 Kasım 2014 Cumartesi Saat: 09:30 – 18:00
Yer: Sofa Otel Nişantaşı
Kayıt için: Seval Korkmaz 0545 421 44 87 / info@harmonie-life.com
Detaylı bilgi: www.harmonie-life.com
* Tanrı’nın Doğum Günü – Burak Özdemir
FOTOĞRAF: Zeynep Özyılmazel
Yazılarınızı zevkle okuyorum,yolun aydınlık olsun.
Mutluluğun tanımlaması insanlara göre, ruhlara göre farklı farklı. Zevkler ve renkler tartışılmaz gibi bir durum bu. Yoga da mutlu edebilir, Yaradana ibadette mutlu edebilir. Kum saati gibi tersine dönmüş akarken zaman, dünya da tükenişler azar azar. Mutluluk ruhun kendisini özgür ve güvende hissetmesi. Aslında bir koruyan var insanı gözeten esirgeyen zaman veren mühlet veren. Ona sığınanı mahçup etmez o kudret. Bir gün uzaklardan bakıp dünya’ ya her insan, ne kadar geçici ve boşmuş diyecek. Tatlı bir hatıra olarak kalacak dünya.
Mutluluğu ne güzelde tanımladınız..
Hayattan sadece istemek yeterlidir bazen, inanarak gerçekten (içten) istemek gerekir.. bir de bakarsın o istediğin ev, istediğin o kırmızı araba biranda oluvermiş..
güzel bir gün olsun, mutlulukla ..