Hayalleri olmayan birini düşünebiliyor musunuz? Hayattan istekleri olmayan, kendine hedef koymayan… Ben düşünemiyorum… Zaman zaman umutsuzluğa düşsek, hatta hayatla bağımız kopmuş gibi hissetsek de mutlaka isteklerimiz, beklentilerimiz oluyor gelecek günlerden… Ben dileklerin gerçekleştiğine inanırım… Gönülden ve hissederek istediğimizde ve bedelini ödemeye hazır olduğumuzda… İstediğimiz şekilde, zamanda ve şartlarda olmasa da… Bedelini ödemek derken ne mi demek istiyorum?
Ve bahar geldi… Kış ne zaman gelmişti, arada neler olmuştu, üşümüş müydüm, çalışmış mıydım, oturmuş muydum, sevmiş miydim, sevilmiş miydim, üzülmüş müydüm, sevinmiş miydim… Ya da hepsini birden mi yaşamıştım?… Bilmiyorum… Tuhafı umursamıyorum da… İşte bahar bunu yapıyor insana…
Üniversiteden yeni mezun olmuştum. Okuduğum bölümü pek de bilinçli olarak seçmemiştim ve kesinlikle okuduğum şeyi meslek edinmek istemiyordum. Hayatta nerede durmak istediğinden emin olamayınca insan kayboluyor. Ben de kayboldum. Vaktimi benim için hiç de faydalı olmayan şeylerle doldurmaya başladım. Başımı belaya soktum, ailemle sonu gelmek bilmeyen kavgalara sürüklendim, yanlış insanlarla arkadaşlık yaptım… Bir sabah uyandığımda aynaya baktım… Aynadaki aksime inanamadım! İnsanın düşüncelerinin, yaşam tarzının bedenine nasıl da yansıdığını o zaman anladım. Gördüğüm… Devamını oku
Evet farkındayım, bir süredir yemek tarifleri paylaşmıyorum, yeni yerlere gidip yeni lezzetler tatmıyorum ve yazmıyorum. Bu blog için çalışmaya ilk başladığımda benim hayatımı, düşüncelerimi, yaptıklarımı, yediklerimi, gittiğim yerleri yansıtmasını planlamıştım. Ancak bu aralar hayatımın pek de renkli olduğu söylenemez. Müziğin yoğun temposu bir yana, bir süredir bazı sağlık sorunlarıyla da uğraşıyorum. Bunlardan en önemlisi de reflü!
Dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insan var… Ve hepimiz birbirimizden farklıyız. Farklı yaşam şartlarımız, farklı hayallerimiz, farklı mücadelelerimiz var her birimizin. Ancak hepimiz aynı şeyi istiyoruz! Mutlu olmayı! Kimine göre doğru, kimine göre yanlış, herkes kendine göre yaptığı her şeyi mutlu olmak için yapmıyor mu? Peki nedir ki mutluluk?
Küçücük anlar… Bize yeni bir şeyi farkettiren, hayatımızın yönünü değiştiren, bize yepyeni kapılar açan… Aynı zamanda çok kolay atlanabilen, görülmeyebilen, daha sonra içimizi cız ettiren o anlar… Ben Tanrı’nın bizimle o anlar aracılığıyla konuştuğuna inanırım. Bir de iç sesimizle. O anlar da atlanabilir, iç sesimiz de. Ne kadar kolaylıkla geçersiz kılabiliyoruz o sesi. Aslında o hep doğruyu söylüyor.
Arkadaşlar mühimdir de hayatımızda, bir de eski arkadaşlar vardır. Hani en eskileri… Sizi en iyi bilen, en derininize kadar tanıyan, yanında en rahat, en kendiniz gibi olduğunuz…En eski arkadaşınızı hatılıyor musunuz? Hala görüşüyor musunuz?
Son Yorumlar