İSTANBUL COFFEE FESTIVAL

Sabah uyanınca, yemekten sonra çok doyunca, dostlar biraraya gelince, yalnız başına kalınca, hava buz gibi soğuyunca, iyi bir kitabın yanında, sürükleyici bir filmin karşısında, sabaha kadar çalışılan sınavlarda, buluşma vaatlerinde kahve…
Kahve içmeyi sevmediğini söyleyen pek az insan duydum. Hepimizin hayatının baş köşesinde…
Tabi festivali de var kahvenin. Bu sene 2.si düzenleniyor üstelik. Haydarpaşa Garı’nda… İstanbul Coffee Festival…
Bu seneki festivale 150 firma katılmış ve 24000’in üzerinde ziyaretçi bekleniyormuş. İyi rakam! Ve bunun için de bence çok iyi bir yöntem bulmuşlar.
Öncelikle festival 4 gün. Dün başladı. Pazar günü son. Her gün 2 seans yapıyorlar. Ya sabah 10.00 seansında geliyorsunuz ya da öğleden sonra 15.00. Böylece içeride fazla kalabalığa yakalanmadan rahatça gezebiliyorsunuz.
Neler var neler… nitelikli kahve (artık böyle söylüyorlar) satan dükkanlar, yiyecekler, içecekler, kahve makinası üreticileri, tasarım dükkanları, seminerler, film gösterimleri, demleme teknikleri – ki kahveyi sıcak suyun içine dök, karıştır devrinin çoktaaaan geride kaldığını bir kez daha görüyorsunuz-, barista eğitimleri ve Babylon sahnesinde canlı müzik performansları.
Ben dün oradaydım. Önce nefis bir dürüm yedim favori yemek yerlerimden biri olan Plus Kitchen’da. Tatlılar da Sırçacı 14’ten geldi.
Sonra da başladık kahve stantlarını gezmeye…
Cup of Joy, MOC, Ben Coffee Roasters, Petra Roasting Co. benim favorilerim… Bir de Kurukahveci Mehmet Efendi’nin dekore ettiği tren vagonu…
Bu arada çok değişik demleme çeşitleri gördüm ve bir kez daha kahvenin kendine özgü ayrı bir dünyası olduğunu anladım. Kahveyi tadarak çekirdeğinin nerden geldiğini ve demlenirken nasıl bir yöntem uygulandığını söyleyebilenler var! O derece!
Sonra, artık kahve de bir yere kadar dediğimiz noktada tasarım bölümüne geçtik. Tshirtler, takılar, harika seramikler, kahve sunum çeşitleri, aksesuarları, plaklar… Wohha, Lunapark, Mae Zae, Lucky Culture, Atelier 13, Saku… Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık…
Sizin de bu hafta sonu planınız yoksa ve İstanbul’daysanız İstanbul Coffee Festival’a mutlaka gidin. Hem Haydarpaşı Garı’nın nostaljik havasını hem de o nefis kahve kokusunu içinize çekin.
Hem içmeseniz bile kahve kokusunun mutlu hissetmenizi sağladığı söyleniyor. Yani iyi bir gün geçirmeniz garanti 🙂
Fotoğraflar: Zeynep Özyılmazel
Zeynep Özyılmazel’in fotoğrafları: Ayşe Özyılmazel
Tshirt ve ceket: Wohha, Kahve Fincanı: Atelier 13
When you wake up early in the morning, after a good meal, when friends are together or when you’re alone, when it’s cold outside, with a good book or a riveting movie, with exams studied until the morning, in the promises of meetings…
I’ve met few people who don’t like coffee. It is in all corners of our lives.
And there is a festival of it of course. Organized for the 2nd time this year… In Haydarpaşa Train Station… İstanbul Coffee Festival…
150 companies participated in this year’s festival and they expect more than 24000 visitors. Good number! And they also found a very good method for that…
First of all, you can visit the festival for 4 days. It began yesterday. Sunday is the last day. And there are 2 sessions everyday. You can come at 10.00 in the morning or 15.00 in the afternoon. So you can spend time inside easily because it doesn’t get too crowded.
Shops selling qualified coffee (they call it this way now), food, drinks, coffee machine manufacturers, design shops, workshops, film screenings, brewing techniques and live music on Babylon stage…
I was there yesterday. First I had a delicious wrap at one of my favorite places, Plus Kitchen. Then the dessert came from Sırçacı 14.
After that, we started visiting the coffee stands…
Cup of Joy, MOC, Ben Coffee Roasters, Petra Roasting Co. were my favorites… And Kurukahveci Mehmet Efendi’s decorated wagon…
Meanwhile, I saw many different kinds of brewing and I realized the different and unique world of coffee once again. There actually are people who can tell where the coffee is coming from and the brewing method of it only by tasting! Really!
Then, when we thought it was enough for coffee we went to the designers section. Tshirts, jewellery, wonderful ceramics, varieties of coffee serving, accessories, vinyls… Wohha, Mae Zae, Lucky Culture, Atelier 13, Saku… We couldn’t understand how the time passed…
If you don’t have any plans for this weekend and you’re in Istanbul go to Istanbul Coffee Festival. Breathe in the smell of nostalgic Haydarpaşa Train Station with the smell of coffee.
And even if you don’t drink coffee they say that it’s smell is enough to make you happy! So a good day is guarantied! 🙂
Photographs: Zeynep Özyılmazel
Photographs of Zeynep Özyılmazel: Ayşe Özyılmazel
Tshirt and Jacket: Wohha, Coffee Mug: Atelier 13
Biletler tükenmiş:( gidemiyoruz:(
çok hoş görünüyorsun Zeynom 🙂 ben her sabah kahvaltıdan sonra işyerimde şekersiz bir Türk kahvesi içiyorum, en güvenli ve en doğal olanı bana günde bir türk kahvesi fincanı kahve yetiyor, fazlası işlenmişi zarar… sevgilerimle
Hey, thanks for the info. So there is no free coffee in this coffee festival right? 🙂