ZEYNEP’E MEKTUPLAR – 2

Merhaba canım Zeynepciğim,
Nasıl olduğunu sormayacağım. Çünkü iyisin görüyorum. Çok daha iyisin. Bu süreç çok iyi geldi sana. Çok zor günlerin oldu, ağlarken avaz avaz bağırmak istedin, komşulardan çekindiğin için yapamadın. Hepsinin farkındayım.
Ama artık 2 ay öncesine göre daha farklı bakıyorsun hayata. Bir tarafın yeni Zeynep’i yaşamak için insan içine çıkmak istiyor, bir tarafın ise büyünün bozulmasından korkuyor. Evet büyü gibi geliyor sana bugünler. Ama birazcık daha yolumuz var. Az daha sabır…
Şimdi senden yerinden kalkıp köşedeki beyaz dolabın üzerinde duran çerçeveyi almanı istiyorum. Hani içinde senin çocukluk resmin olan. Evet o… Hani sahilde, kumlarda oynuyorsun…
Baban küçükken fotoğraflarını çekmeyi ne severdi, hatırlıyor musun? Bu fotoğrafı da o çekmişti. Onu o kadar çok severdin ki, onun hatrına gülümsemişsin kameraya.
Nerden mi biliyorum? Fotoğrafa daha yakından bakar mısın? O küçük kızın gözlerinin içine bak. Kaçırma gözlerini. Lütfen dikkatli bak. Derinlerdeki hüznü görebiliyor musun?
Farkedilememenin, derdini anlatamamanın, desteklenmemenin, arka planda kalmanın, övülmemenin, bir türlü kendini gösterememenin, heveslerinin kursağında kalışının hüznünü… Tanıdık geldi mi?
Aynaya baktığında hala aynı hüznü görüyorsun değil mi? Tabi ancak durup gözlerinin içine bakmaya cesaret ettiğinde…
İşte insan içine karışmadan, kalan karantina günlerinde bu konuyu artık çözmemiz gerekiyor…
Çünkü sen hala o küçücük, tek derdi sevilmek ve onaylanmak olan bu kızı cezalandırıyorsun. Ona büyürken ne söylendiyse, sen de aynılarını tekrarlıyorsun her gün!
“Sen sus!”, “O kadar da başarılı olduğunu sanma”, “Sen kendini ne sanıyorsun?”, “Başaramadın ve başaramayacaksın”, “Senden şarkıcı olmaz”, “Bak falanca neler yapmış”… Bu kızcağız hala bu lafları işitiyor!
Bu lafları ona söyleyenler yaptıklarını farkedip, gelip özür dileyip onu hapsettikleri karanlıktan çıkaracaklar falan mı sanıyorsun? Dost acı söyler ama daha çok beklersin!
Bunu tek bir kişi yapabilir. O küçük kızı tek bir kişi gerçekten sarıp sarmalayabilir artık! O da sen!
O halde bazı kararlar almanın, bu gidişi durdurmanın tam zamanı!
İlk hatırlaman gereken, bunun senin görevin olduğu ve başkalarının sözlerinde, gözlerinde sadece küçük, kısa, geçici teselliler bulabileceğin. Onlardan destek almanda sakınca yok ama bu iş senin işin.
Ve bundan böyle kendine sert sözler söylediğini farkedersen bil ki o sözler senin değil, başkaları söylemislerdi sana onları zamanında, sana öyle öğrettiler. Ama artık sen kendi cümlelerini kurmak zorundasın!
Hatırlıyor musun, küçükken ağlamaklı olduğunda kafan hafif öne düşer, alt dudağın da öne doğru uzardı. O küçük kıza hala öyle oluyor bu sert sözleri duyduğunda.
Kendini bu sözleri tekrar ederken bulduğunda hemen dur, sevkatle gülümse, küçük Zeynep’ten özür dile ve ona sarılıp kocaman bir öpücük kondur yanağına.
İnan bana onun en baştan beri istediği tek şey buydu zaten… Aslında bu kadar basitti…
Anlaştık mı?
Müzik önerisi: Greatest Love of All – George Benson
12 Mayıs 2020, İstanbul